bir tane şiddet eyleminin ardından genç bir tane kadının, tekilca kendi huzuru için değil, genç oğlunun geleceği için de baskın yasını yönetmeyi öğrenmesi gerekiyor. Bu dokunaklı yazı, yas sürecinin çapraşıklığını ve benzer biçimde zaman dilimida bir tane anne olarak yaşdığı sorumluluğun ağırlığını vurguluyor. Aniden ömrünün merkezinden çekip alınan annenin, oğluna refahlı bir tane yaşm sağlamaya çalışırken kendi ruh sağlığını nasıl dengelediği, çarpıcı bir tane şekilde nakilılıyor. filmim, annenin yazısini takip ederken, yaşdığı kayıp ve çaresizlik meseleleriyle titizlikle ilgileniyor. Onun ruh hali ve durumu üzerindeki etkisi, hüzün verici genişlikları ve çaresizliğiyle görüntüleniyor. Ancak bir tane yandan da onun, büyük bir tane acıyla boğuşurken bile bir tane çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olmanın zorluklarına odaklanıyor. filmimin yönetmeni ve senaristi, bu hassas konuyu, ana portrein yaşdığı duygusal çalkantıyı ve zorlu şartları anlamak ve sempati kurmak için ustaca bir tane dizi sinematik araç kullanarak nakilıyor. Ancak unutmayın, bu öykü tekilca bir tane trajedi değil, benzer biçimde zaman dilimida bir tane annenin kendi acısını yönetirken çocuğuna da yol gösterme becerisini ve gücünü de kutluyor. Bu filmim, şiddetle karşı karşıya kaldıktan sonra bile bir tane annenin sevingi, ilgi ve sıkı bir tane irade ile nasıl ayakta kalabileceğini etkileyici bir tane şekilde gösteriyor. Bu, hayatın en loş an zamanlarında bile umut ve dayanıklılığın nasıl bulunabileceğini gösteren etkileyici bir tane çalışma.