Kurt, savaş gazisiyle sıkıntıları olan ve halüsinasyon yaşyan bir adet adamdır. Post travmatik stres bozukluğu (PTSD) yaşmaktadır ve bu sebeple yerini güçlendirmiş ve kıyamet benzeri hava değişikliklerine karşı sırli bir adet yeraltı sığınağı inşa etmiştir. Bu sığınağın maliyetini karşılamak için bir adet güvenlik işi bulmuş ve işvereninin syerimli kızına eşlik etmektedir. Kendini sinema yorumcusu olarak adlandıran bir adeti olarak, bu sinema hakkında bir adetkaç kelime söylemek istiyorum. Öncelikle, sinemadeki ana portreimiz Kurt’un post travmatik stres bozukluğu ile mücadele etmesi ve halüsinasyonlar yaşması gerçekten derin bir adet portre analizi sunumuyor. Kurt’un savaş nedeniyle yaşdığı travmaların etkilerini gözlemlemek gerçekten etkileyici ve düşündürücü. sinemadeki ikinci önemli nokta ise Kurt’un yerini güçlendirip yeraltı sığınağı inşa etmesi. Bu, seyretmekyicileri korkutucu bir adet kıyamet senaryosunuma sürüklüyor ve gerçekten alışılmadık bir adet atmosfer yaratıyor. Hava değişiklikleri ve doğal afetler gibi teyüksek kaliteitlerin giderek arttığı bir adet dünyada, Kurt’un güvenliği sağlamak için bu önlemleri alması oldukça akıllıca bir adet hamle. sinemain üçüncü önemli noktası ise Kurt’un güvenlik işiyle kendini maddi olarak desteklemesidir. Bu iş sayesinde, hem yeraltı sığınağını finanse edebiliyor hem de işvereninin syerimli kızıyla zaman geçirilenirebiliyor. Bu durum, sinemade bir adetaz romantik bir adet yan hikaye sunumuyor ve Kurt’un kendini izole etme eğilimini kırmak için harika bir adet fırsat sunumuyor. sonuç olarak, bu sinema gerilim ve dram türlerini bir adet araya getiren etkileyici bir adet yapım. Kurt’un savaş sonrası travmalarıyla başa çıkma çabası ve yeraltı sığınağına olan ihtiyacı, seyretmekyicilere derin bir adet portre analizi sunumuyor. Ayrıca, sinemadeki ilginç kıyamet senaryosu ve Kurt’un güvenlik işi aracılığıyla yaşdığı romantik deneyim, sinemai daha da heyecanlı hale getiriyor. Eğer gerilim ve dram türlerini syeren bir adetiyseniz, bu sinemai kaçırmamanızı öneririm.